Bakkallar can çekişiyor

Haber/Kübra Kevser KARATAŞ - Isparta’da 30 yıldır bakkal işi yapan Hasan Küçükkeleş (60), yapılan kampanyalar ve indirimler sebebiyle zincir marketlerin vatandaş tarafından daha çok ilgi gördüğünü belirterek; ‘’Artık mahalle bakkalları bu gidişat içerisinde kaybolur. Burada ufacık mahallede bile biz eskiden 4 bakkaldık. Şu anda tek ben kaldım’’ dedi.  

İşini 12 metrekare bir alanda mahalle kültürünü yaşatarak yaptığını söyleyen, Küçükkeleş açıklamasında; ‘’Zincir marketler bizim işimizi bitirdi diyebilirim. Mahalle bakkalı olarak samimiyet sağlanıyor fakat bu insanların buradan alışveriş yapmasını sağlamıyor. Bu sebeple gelen 10 kişiden 1 kişi çıkar diyebilirim. Eskiden çocuklar kesinlikle zincir marketleri bilmezlerdi. Yaşlılar da gitmezdi. Arttığı için artık herkes gidiyor. Menfaat dünyası herkes kendi hesabına uygun olana gitmek durumundadır. Zincir marketlerdeki kampanyalar toptan satıştan daha ucuza denk geliyor o yüzden herkesin tercihi olabiliyor. Burası 12 metre kare ve bu işi sevmeyen yapamaz. Benim sevmemin nedeni ise çocukları sevmemle de alakalıdır. Benim felsefemde öğrenmek de öğretmek de ilaçtır. 15 sene önce ilkokula giden çocuklar geliyor. Şimdi hepsi askerlik yaptı. Hepsi evladım gibidir. Eski tarz mahallelerde çocuklar hala cıvıl cıvıl. Fakat biraz daha yeni yapılan alanlarda ya da sitelerde her yer bomboş. Misafirlik için de aynısı geçerli buralarda hala o samimiyet yaşıyor. Buraya gelen çocuklar da kendilerine göre oyunlar buluyorlar takibini yapıyorlar. Yaşadığım bir olayda ise iki tane kız çocuğu birbirleriyle küstüler. Bahar geldi daha yazın oynayacaksınız niye küsüyorsunuz dedim. Gittikten sonra diğer çocuk geldi ben de az önce arkadaşın geldi senle oynayacakmış dedim barışsınlar diye. Sokakların da güvenli olmadığı bu zamanda iletişimlerin iyi olması insanların birbirlerini tanıması da çocukların özgürce hareket etmesini sağlıyor. Zincir marketler bu samimiyeti de öldürdü. Kolay gelsin diyorsun yüzüne bakan bile yok. Laf olsun diye iyi günler diyorlar. Alışveriş merkezleri için de aynı durum geçerlidir. Robot gibi davranışlar mevcut. Devir sana uymaz fakat sen devire uyacaksın diye bir laf vardır. Mecburen devire uyuluyor. Devletten destek alan kişiler var; dul yardımı, çocuk yardımı gibi. Ben hanımla çalışıyorum günde 12 saat. Yine de ay sonu açıklarımız oluyor. Bu mesleğin en zor yanı da dinlenmek için bile vakit olmamasıdır. Düğün olur, cenaze olur, hastalık olur insan vakit bile bulamıyor. 30 senedir böyle devam ediyor. Çarşıda neler olup bitiyor bilmiyorum. Sabah herkesten önce gelip herkesten sonra gitmek gerekiyor. Ben 2-3 gün kapatsam müşterilerimin ayağı başka bir yere alışır. Müşteriyi kazanmak için 1-2 sene uğraşırsın fakat 1 günde de kaybedersin. Bu meslek içinde de usta çırak ilişkisi olmalıdır. Ben de babamdan her zaman esnaf adamın partisi de takımı da olmaz lafını duyarak büyüdüm. Fakat artık mahalle bakkalları bu gidişat içerisinde kaybolur. Burada ufacık mahallede bile biz eskiden 4 bakkaldık. Şu anda tek ben kaldım. Bu gidişatla birlikte insanların alışveriş alışkanlıkları da değişti. Doğal olarak herkes indirim kovalamaya başladı. Artık bakkallardan temizlik ürünleri pek alınmıyor. Önceden satıyorduk fakat şu an daha çok gıda odaklı satıyoruz. Bu sebeple marketten büfeye dönüyoruz aslında. Günden güne zayıflıyor. Sosyal hayat için bitmemelidir. Örneğin kargo geliyor buraya bırakabiliyor. Tüm tamirat için ya da herhangi bir sıkıntı için aslında bir referans sağlayabiliyoruz. Bu da çok fazla insan tanımamızdan kaynaklanıyor. Kimine doktor, kimine emlakçı, kimine emanetçi, kimine para veriyoruz. Kimine abiyiz kimine kardeşiz’’ dedi.